Dilara KANIK
Hasret Gültekin KOZAN
Gebze

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı “Aklınla Verimli Yaşa” ismiyle hazırladığı tasarruf tedbirlerinde “Duş süresini 4 dakikaya düşürün” şeklinde tavsiyeler bulunurken, Cumhurbaşkanlığının günlük harcaması ise 10 milyon TL. Bir asgari ücretlinin bu rakama ulaşması için ömrü boyunca çalışması da yetmiyor. Zira sarayın günlük harcaması bir 1818 asgari ücret (1818 ay, 150 yıl) ediyor. Gün geçtikçe harcamalarının arttığını dile getiren Gebze’den işçiler, tavsiye değil çözüm istediklerini ifade ediyor.

Otomotiv yan sanayide çalışan bir işçi, kışın yaklaşmasıyla doğal gazı mecburen açacaklarını, bunun ise fazla mesai yapmak anlamına geldiğini söylüyor. Enerjiye fahiş zamlar yapıldığını ifade eden işçi Bakanlığın tavsiyelerine ilişkin şunları söylüyor: “Böyle tavsiyeleri yapıyorlar ama kendileri uymuyor, diğer insanları kısıtlıyorlar. Tasarrufu tavsiye veren insanlar yapsa, buna uygun davransa, vatandaşa söylemesine gerek kalmayacak.” İşçi sarayın harcamalarını ise şöyle değerlendiriyor: “Sarayın kendisi absürt bir olay. Saray olmazsa bizim tasarruf etmememize gerek kalmayacak. Maaşım 7 bin 500. Bir de üç ayda bir ikramiyem var. Zam yapıldı ama yine de yetmiyor.”

‘İŞÇİLERE YAPILMASI GEREKENİ YAPMIYORLAR’

Bakanlığın tasarruf tedbirlerini okuduğunu söyleyen bir başka işçi de “Üsttekiler de tasarruf yapsa keşke. Tavsiye vermek yerine işçilere, emekçilere ve emeklilere yönelik bir şeyler yapsalar daha güzel olur” dedi. Sarayın günlük maliyetine ilişkin “Allah daha çok versin” diyen işçi işçiler için emekçiler için bütçe ayrılmasını istedi: “Biz işçiler için yapılması gerekeni yapmıyorlar. Kendileri zaten daha fazla gelire, daha çok bütçeye sahipler. İşçilere, emekçilere daha çok bütçe ayrılsa, bizler de daha hür yaşasak daha iyi olmaz mı? İşçiler her şeyin bilincinde. Sistemi bizim değiştirmemiz lazım.”

‘FAZLA MESAİYE KALMADAN GEÇİNEMİYORSUN’

“Her gün her şeye zam geliyor” diyen bir metal işçisi şöyle devam etti: “Doğal gazı mecbur açacağız, ne yapalım? Devlet ‘Yakıt yardımı yapacağız’ dedi. Ne kadar doğru bilmiyorum ama öyle olursa iyi olur. Geçen sene 400-500 lira arası fatura ödedik. Çalıştığım yerde asgari ücretin biraz üstünde alıyorum. Ama yaşam şartlarına göre düşük. Artık 10 bin liranın piyasada değeri yok. Şu an normal bir geçim için en az net 12-13 bin lira almamız lazım ama kirada olanlar için o para da yetmez. Kira fiyatları 5 bine çıktı. Normal geçinebilmek için 15 bin şart.” Fazla mesaiye kalmadan geçinemediklerini ifade eden işçi, “Normal kuru maaş yetmiyor. Ayda 4 kere mesaiye kalıyorsun, izin yok. Mecbursun başka türlü geçinemiyorsun” dedi.

‘DOĞRULARI SÖYLERSEM BAŞIMA BİR ŞEY GELİR’

18 yaşında, iki aydır petrol istasyonunda pompacı olarak çalışan genç bir işçi de “Pek bir hayalim kalmadı” diyerek sözlerine başladı. İşçi, “Ülkenin durumu ortada. Artık paranın da hiçbir değeri yok. Asgari ücret alıyorum, kazandığım hiçbir şeye yetmiyor. İktidar değişirse belki düzelir ama bir şeyin değişeceğine de inanmıyorum” dedi. Bakanlığın tasarruf önerilerini saçma bulan genç işçi, “Söylediklerim başıma bir şey getirmez inşallah! Sarayın günlük bütçesini duydum. Vatandaşa ayrılması gereken bütçenin nereye gittiği ortada. Ben doğruları söylersem yarın başıma bir şey gelebilir” dedi.

Evde abisi ile kendisinin çalıştığını söyleyen genç işçi, “Evimiz kira. Evin ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Şu an ülkeye kim iktidar olarak gelirse gelsin hiçbir şey değişmez. Çünkü ülke battı. Fabrikalar satıldı. Ülkenin tüm gelir kaynakları satıldı. Bir daha da bu ülke kolay kolay düzelmez. Ülkede hiç kimsenin umudu yok. Herkes kolay yoldan nasıl para kazanırım diye düşünüyor. Ben iki yıldır farklı yerlerde çalıştım. İş beğenmiyor değiliz. Şimdi her yer asgari ücret ile çalıştırmak istiyor, fazlasını vermek istemiyor. Ağır işlerde bile asgari ücret ile çalıştırıyorlar. Bu şartlarda çalışmak istemiyoruz. Ben mecbur olmasam ben de çalışmam” diye konuştu.

‘BİZE VERİYORLAR TALKIMI, KENDİLERİ YUTUYOR SALKIMI’

17 yaşında başka bir genç işçi de günde 14 saat bir fırında çalıştığını söyledi. İşçi, “Liseyi açıktan okuyorum. Üniversiteye gitme planım ve isteğim yok. Ben ülkede kalmayı istemiyorum. İmkanım olsa giderim. Evde abim, babam ve ben çalışıyoruz. Yine de geçinemiyoruz. Evimiz kira. Kendim için hiçbir şey yapamıyorum. Gezmeye gidemiyoruz. Kim gezebiliyor ki bu maaşla?” diye sordu.

Emekli olduğu halde çalışan bir işçi, “2023’te doğal gaz bedava dediler, biz de bu kış yakacağız. Bakalım ne olacak sonrası” dedi. Tasarruf tedbirlerini değerlendiren işçi, “Kendileri tasarruf yapıyor mu, onu bilen var mı? Bize veriyorlar talkımı, kendileri yutuyor salkımı. 10 liralık peynir 150 lira olmuş. Daha ne diyelim” diye tepki gösterdi. Ticari araç şoförlüğü yapan işçi, “Şimdi yeni yönetmeliğe göre 69 yaş üstü ticari araç kullanamaz. Benden kullanıp kullanamayacağıma dair rapor istesin, rapordaki sonuca göre değerlendirilsin. Hem emekli olma yaşı yükseliyor, hem EYT için yapılan bir şey yok, hem de yaşı ileri olmasına rağmen çalışmak zorunda olanlar için çalışma alanı yaratılmıyor. Nasıl yaşayacağız biz, nasıl geçineceğiz?” dedi.

Reklam